17 Ocak 2011 Pazartesi

Safiye Ayla ve Selâhattin Pınar'dan iki anı

Nubar Tekyay'dan Selâhattin Pınar'ın bir eserini dinleyen Büyük Ata, "Bu kabiliyetli çocuğu tanısam" der. Bir zaman sonra Selâhattin Pınar Ata'nın huzurundadır. Kısa bir konser verirler ve Ata, Selahattin Pınar'ı yalnız dinlemek ister. Bundan sonrasını Selâhattin Pınar'dan dinleyelim: "...Sazımı akort ettim ve tek başıma okudum. Çok mütehassıs oldu:
-Bir daha okuyun" dedi. Bu iltifatın verdiği sevinçle kabına sığmayacak hâle geldim. O anda dünyalar benim oldu. Tekrar okudum, yine takdir etti. Yalnız sazımı beğenmemiş.
- Bu madenî sazı değiştirin... Bunda bizim an'anevî tamburumuzun hassasiyeti yok buyurdu. O günden sonra madenî saza veda ettim.İtiraf ederim ki, sanatımda beni en çok teşvik ve teşçi eden büyük halâskâr Atatürk'ün paha biçilmez iltifatlarıdır. O vakit gençlik vardı. O'nun küçük bir takdir ve teşviki insana yaratmak kudretleri, hayata ve sanata bambaşka gözle bakmak, emniyet ve cesaretle bağlanma aşkını verirdi..."*
* Tahir Aydoğdu, http://www.turkmusikisi.com/bestekarlar/selahaddin-pinar.htm

Safiye Ayla'dan:
"Atatürk'ün, sesimi ilk kez dinlediği gün verdiği öğütleri hiçbir zaman aklımdan çıkarmadım. İşte o altın öğütlerden bir tanesi:
'Sana yöneltilmiş teveccühü, daima çevrendekilerle paylaş. Böylece kıskançlıkları önlersin. Hem de doğru bir iş yapmış olursun. Çünkü okuduğun bir şarkıda ses güzelliği sana aitse; besteyi yapanla saz çalanların da payı vardır. Bu her işte böyledir. Benim arkadaşlarım olmasaydı, tek başıma problemlerin üstesinden gelemezdim."*
* Necati Güngör,"Safiye Ayla'nın Anıları", Milliyet Yayınları 1996. s.10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder