13 Şubat 2011 Pazar

G. Genet'in "Paravanlar"ından

“Sir Harold, -…Hem isteseydik bile, hırsız bir Arap ile hırsız olmayan bir Arap arasındaki o ince ayrımı biz nasıl yapardık? Acaba kendileri nasıl yapıyorlar? Eğer bir Fransız beni soyarsa bu Fransız bir hırsızdır, ama bir Arap beni soyarsa değişmez ki: beni soyan bir Arap olur, o kadar. Siz de böyle düşünmüyor musunuz? Ahlaksızlığın mülkiyeti yoktur, -porno yıldızları şunu iyi bilirler ki, hiçbir zaman mahkemeye çıkıp da, bir başka porno yazarı kendilerinden bir pozisyon aşırdı diye… iğrenç bir pozisyon şikayette bulunmazlar. Ahlaksızlığın mülkiyeti olmaz. İşte formül bu… “ s.88 (...)

“Pierré, -Yukarının saatine göre, orada saat üç yirmi dörtte öldürüldün…” s.160 (...)


“Hatice, -Orada onlar için neler yaptığımı burada kimse anlamış görünmüyor. İsyanı örgütledim. İnsanları peşimden sürükledim ve özgürlük için öldüm.
“İbrahim, -Doğrusu umurumuzda bile değil. Herkes bir şekilde ölüyor nasılsa.
“Hatice, -Hepsi ölüyor, tamam da, ama hepsi Müslüman mı?
“İbrahim, gülümseyerek, -Şimdilik böyle, yabancılık çekilmesin diye. Sonra…
“Hatice, -Neden sonra? Zaman yoksa sonra olur mu?” s.161 (...)



“Melice, -…bize komşuya gider gibi değil de kerhaneye gelir gibi gelmeye başladılar, duvar diplerinden geçerek, gece karanlığında evden çıkarak, sahte sakallar takarak, yaşlı kadın kılığına girerek, kapının altından geçerek, duvarların içinden geçerek, içeri girmeden etrafta dolaşarak, kara gözlükler takarak, yanlış gelmiş gibi yaparak, burada traktör ve ayakkabı bağı satıldığı mavalını anlatarak, kartondan burunlar takarak, onları gören var mı diye geri geri giderek, ama düşünsene bir, onlar kendilerini görünmez kıldıkça, kerhane öyle bir ışıldıyordu ki.” s.198

Türkçesi: Sosi Dolanoğlu
Remzi Yayınevi, 1. basım Şubat 1991, 215 S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder