18 Şubat 2011 Cuma

Susanna Tamaro'dan

“Yakınlardaki yapraklar birbiri ardına düşüyor, sen onların düşüşünü seyrediyorsun, rüzgar çıkacak korkusu içinde yaşıyorsun. Benim için rüzgar sendin, senin ergenliğinin o kavgacı canlılığıydı. Sen bunu hiç fark ettin mi bir tanem? İkimiz de aynı ağacın üstünde yaşadık, ama öyle değişik mevsimlerdeki!” 15

“Sana zaman yitirmenin hiç de kötü bir şey olmadığını hatırlattığım zaman müthiş irkiliyordun. En çok da, hayatın bir koşu değil hedefi vurmak olduğunu söylediğimde dehşete kapıldın: önemli olan zamandan tasarruf değil, bir hedef bulmaktır.” 21

“... çalının yanından geçerken ölüp kurumuş bir bülbül bulmuştum yerde. Korkusuzca elime aldım ve babama gösterdim, ‘Yere koy onu’, diye bağırdı babam, ‘Görmüyor musun uyuyor?’ Ölüm aşk gibi konuşulmaması gereken bir konuydu. Bana Argo’nun öldüğünü söyleseler bin kez daha iyi olmaz mıydı?” 36

“Bu sabah onunla benim, benimle anılarım arasına biraz taze hava girsin diye bahçede gezindim” 38

“Rastlantı: Bayan Marpurgo’nun kocası bana bir seferinde İbranicede bu sözcüğün karşılığının olmadığını söylemişti. Rastlantısal bir durumu belirtmek gerektiğinde Arapça karşılığını söylerlermiş. (...) Gülünç ama güven verici: Tanrının olduğu yerde rastlantıya yer yoktur, onu simgeleyen o basit sözcüğe de elbet...” 42

“içimde şu atasözü yankılandı: ‘Dil dişin ağrıyan yerine değer.” 47

“Ama karakter ve kişilik sanılanın tersine, yan yana yürümezler, hatta birbirlerin, görmezden gelirler.” 56

“... Kral Süleyman’ın yüzüğünü: dünyadaki bütün hayvanlarla konuşabilmeyi sağlayan o büyülü çevirmeni isterdim.” 62

“Yaşam cömertlik ister.” 69

“Eğer bir kez mutlu olduysa diyordum o zaman gene olabilir.” 81

“Senin öykün, annen, baban, dedelerin, hatta belki artık kimsenin anımsamadığın uzak bir amca bile senin yüzünde yansır. (...) yüz bizim öncelikli kişiliğimizdir. Yaşamda bir düzen kurmamıza izin veren ‘işte buradayım’ dedirten şeydir.” 85
“Günün birinde çocuk, aynada kendini incelerken içinde bir başkasının daha barındığını anlar ve bu başkası hakkında her şeyi bilmek ister.” 86

“Eğer yaşam bir yolsa yokuş yukarı giden bir yoldur.” 138

“Ölüler yokluklarıyla değil, daha çok -onlar ve bizler arasında- söylenemeyenler yüzünden acı verirler.” 141

“Çınarın altında oturduğunuzda kendiniz değil, çınar olun, ormanda orman, kırda kır, insanlar arasında insanlarla olun.” 144

“Ve sonra, önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman, herhangi birine, öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan, öyle soluk al, hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git.” 157

Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
Türkçesi Eren Cendey
Can Yayınları, Eylül 1995, 2. Basım, 157 S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder